Tüp Bebek

Tüp bebek

• Tüp bebek nedir?
• Tedavi süreci
• Tedavi sonrası
• Gerekli testler
• Sunulan hizmetler

Tüp bebek nedir?

Doğal yöntemlerle çocuk sahibi olamayan çiftlerde tüp bebek tedavisi, uzun yıllardır başarıyla uygulanmaktadır. Bir yardımcı üreme tekniği olan tüp bebek tedavisi; sebebi belirlenemeyen kısırlıklar, ileri yaş, kadınlarda enfeksiyon ve tüplerdeki tıkanıklıklar, erkeklerde ise sperm sayısının azlığı ve kalitesinin düşüklüğü, obezite gibi metabolik rahatsızlıklar yüzünden çocuk sahibi olamayan çiftlere çocuk sahibi olabilme imkanı sunar. Günümüzde en sık tercih edilen kısırlık tedavisi olan tüp bebek tedavisi, kadın ve erkek üreme hücrelerinin laboratuvar koşullarında bir araya getirilmesi ve döllenmiş yumurtanın anne rahmine yerleştirilmesi ile uygulanan yapay döllenme tekniğidir. Kadın üreme hücresi olan yumurta ile erkek üreme hücreleri olan spermler belirli koşullar altında toplanarak bu işlem gerçekleştirilir. Döllenme sağlıklı bir şekilde tamamlandıktan sonra yumurtanın bölünme sürecine başlaması ve embriyo adı verilen yapıya dönüşmesi beklendikten sonra embriyonun anne rahmine yerleştirilmesi ve başarılı bir şekilde tutunması sonucunda gebelik süreci başlar. Bu aşamadan sonra gebeliğin doğal yöntemlerle oluşmuş gebeliklerden herhangi bir farkı kalmaz.

Tüp bebek tedavisinde anneden alınan yumurta hücresi ile babanın sperm hücreleri kadın üreme sisteminin dışında laboratuvar ortamında bir araya getirilerek içlerinden bir spermin yumurtayı döllemesi ile embriyo elde edilir. Bu şekilde elde edilen embriyonun anne rahmine yerleştirilmesi sonucunda normal yöntemlerle gebe kalamamış kişilerde gebelik oluşturmak mümkün hale gelir.

Yaşı 35’in altında olan ve gebe kalmasını önleyebilecek herhangi bir hastalığı olmayan bir kadın, 1 yıl korunmasız ve düzenli cinsel ilişkiye girmesine rağmen gebe kalamıyorsa mutlaka inceleme altına alınmalı ve gerekli görüldüğü takdirde tedaviye başvurmalıdır. Yaşı 35’in üstünde olan ya da daha önce gebe kalmayı etkileyen herhangi bir problem yaşayan kadınların ise 6 ay deneme yapmaları yeterlidir. Bu süre sonunda gebelik oluşmadıysa yaşın daha fazla ilerlememesi ve zaman kaybedilmemesi için bir an önce gerekli tedavi prosedürüne başlanmalıdır.

Tüp bebek sık uygulanan ve başarısı gittikçe artmakta olan tedavi yöntemidir. Kadınların tüplerle ilgili problemleri, yumurtlama sorunları ve erkek kısırlığı nedeniyle bu tedaviler uygulanmakta olup tedavi başarısını arttırmaya yönelik pek çok uygulamalar gündeme gelmektedir.

Tüp bebek denemesinin genel olarak 3 kez yapılması önerilir. Bu sayıdan sonraki denemelerde de gebelik oluşumu ihtimali söz konusudur, ancak şans çok düşüktür.

Kadınlarda 45 yaşına kadar tüp bebek tedavisi uygulanabilir. Ancak 40 yaş üst kadınlarda hamile kalma şansının önemli ölçüde azaldığı dikkate alınmalıdır. Bu nedenle ileri yaştaki kadınlarda tüp bebek tedavisinde başarı oranı daha genç yaşlardaki kadınlara göre düşüktür ve deneme sayısının artırılması gerekebilir.

Tüp bebek başarısında anne adayının yaşı ve embriyo kalitesi gibi faktörler büyük önem taşır. Bu nedenle başarı şansı da bu faktörlere göre değişir. 30 yaş altı kadınlarda tüp bebek başarısı %55-60’larda iken 40 yaş üstündeki kadınlarda bu oran %15-20’lere düşmektedir.

Tüp Bebek Tedavisinde Merak Edilen 10 Soru

Son yıllarda gelişen medikal teknolojiler ile birlikte tüp bebek tedavilerinde başarı oranı artmış, çocuk sahibi olabilmesine imkansız gözü ile bakılan pek çok çift bu tedavi sayesinde sağlıklı bir şekilde çocuk sahibi olabilmiştir. Tüp bebek tedavisinde merak edilen 10 soruyu sizler için derledik,

Yumurta nasıl toplanır? Ağrılı bir işlem midir?

Vajinal ultrason eşliğinde yumurtalıkların içerisine özel bir iğne ile girilir ve yumurtanın yerleştiği folikül adı verilen içi sıvı dolu yapı boşaltılır. İğne ile alınan sıvı bir tüpün içerisine aktarılır. Tüp içindeki sıvıda mikroskop altında görülebilen oldukça küçük hücrelere sahip yumurta bulunur. Yumurta toplama işlemi ağrılı bir işlem değildir, ancak hastaların rahatsız olmaması için hafif ya da genel anestezi altında yapılması daha uygundur.

Yumurtalar döllendikten sonra embriyolar rahim içine nasıl yerleştirilir?

Rahim içerisine embriyo transferi oldukça basit ve kısa süreli bir işlemdir. Bu işlem yapılırken öncelikle rahim ağzına uzman doktor tarafından ince plastik bir kateter yerleştirilir. Embriyo, bu kateter aracılığıyla anne rahmine aktarılır. İşlem öncesi süreçte uygulanan yumurta geliştirici iğneler nedeniyle gereken embriyodan daha fazla sayıda embriyo elde edilebilir. Bu durumda transfer edilmeyen kaliteli embriyolar dondurularak saklanabilir.

Embriyo transferi sonrası istirahat edilmeli mi?

Embriyo transferinden sonra ilk 45 dakika anne adaylarının dinlenmesi önerilir. 45 dakikanın sonunda hastaneden ayrılmasına izin verilen anne adayının istirahat etmesine gerek yoktur. Günlük aktivitelerine ve iş yaşamına devam etmesinde herhangi bir sakınca bulunmaz. Transferden sonra anne adayı ağır egzersizler, tempolu yürüyüşler gibi spor aktiviteleri ve cinsellik dışındaki tüm normal yaşam aktivitelerine dönüş yapabilir.

Transferden sonra kişi normal aktivitelerine ne zaman döner? Kişinin cinsel yaşamı etkilenir mi?

Transferden sonra anne adayı ağır egzersizler, tempolu yürüyüşler gibi spor aktiviteleri ve cinsellik dışındaki tüm normal yaşam aktivitelerini sürdürebilir. Özellikle transfer aşamasından sonra ilk bir haftalık süreçte anne adaylarına cinsel ilişki önerilmez. Bunun nedeni yumurta geliştirici tedaviler ve uygulanan işlemler nedeniyle yumurtalıkların bir miktar büyümesidir. Ancak bu uygulamanın gerekliliği henüz bilimsel olarak kanıtlanmış değildir.

Dondurulmuş embriyodan elde edilen gebelik sonuçları nasıldır?

Dondurulmuş embriyodan gebelik elde etme oranı, tüp bebek merkezinin laboratuvar kalitesine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Uzman kişiler tarafından elde edilen embriyoların uygun koşullarda saklanması büyük bir öneme sahiptir.

Sperm tetkikinde sperm sayısının çok az olması veya sperm bulunmaması durumunda ne yapılır?

Sperm sayısının istenilen orandan az olması durumunda mikroenjeksiyon ile tüp bebek tedavisi yapılır. Bu yöntem ile az sayıda sperm elde edilse de başarılı bir döllenme sağlamak mümkün olmaktadır. Menide spermin hiç bulunmaması durumunda ise cerrahi işlem ile testislerden sperm araması yapılır.

Tüp bebek tedavisinde özel bir diyet uygulanmalı mıdır?

Bu konu ile ilgili yeteri kadar çalışmalar olmamakla beraber, çalışmalar gösteriyor ki gebeliğin düşünüldüğü dönemde (prekonsepsiyonel dönem) akdeniz mutfağına öz diyetler (bitkisel yağlar, balık, baklagiller, sebzeler) tüketen hastalarda tüp bebek oranlarının yükseldiği gözlenmektedir.

Tüp bebek sonrası, düşük ihtimali daha mı yüksektir?

Tüp bebek yöntemleriyle oluşan gebeliklerde düşük riski, doğal yolla elde edilen gebeliklerden çok az daha yüksek oranda gözlemlenmiştir. Ne var ki bu sonucun nedeni tüp bebek tedavisinin olmadığı görülmüştür. Düşük riskinin artması kişinin gebe kalmasını engelleyen sebebe bağlanmıştır.

Blastosist transferi nedir?

Tüp bebek yöntemini denemiş olan hastaların gebe kalma ihtimalini arttırması amacına dayanan bir yöntemdir. Blastosist transferi bir çok kez sonuç alınamayan yumurta ve sperm hücrelerini bir araya getirerek döllenmeye bırakılması ile oluşan embriyonun 5. günüde göstermiş olduğu gelişim haline denir. Herhangi bir genetik problem olmayan ve yapısal bozukluk tespit edilmeyen kaliteni embriyo laboratuvar ortamında incelenir ve anne adayının rahimine transfer edilir. Bu yöntem büyük oranda başarıyı getirmektedir.

Tüp bebek tedavisi sırasında cinsel perhiz gerekli midir?

Yumurta toplama işlemi öncesi sadece 3 ile 5 gün arasında cinsel perhiz gerekmektedir, gerekçe olarak sperm sayı ve hareketliliğinin uygun seviyede olması hedeflenmektedir.Transfer sonrası cinsel perhiz konusunda ise hekiminize danışmanız önerilir.

*Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Tedavi Süreci

Yumurtalıkları uyarma tedavisi Yumurta Toplama İşlemi (OPU) Embriyo Oluşumu Embriyo Dondurma Embriyo Transferi

Yumurtalıkları uyarma tedavisi cilt altına uygulanabilen FSH hormonu içeren iğnelerle yapılmaktadır. Nadiren ciltte kızarıklık, ve hassasiyet yaratabilir. Bu iğneler: Gonal F, Puregon, Fostimon, Menogon, Menopur, Meriofert’ tir. Üretim teknolojileri farklı olsa da birbirlerine üstünlükleri gösterilmiş değildir.

Uyarma tedavisi ortalama 10 gün sürmektedir. Bu süre içerisinde 3-4 kez vajinal ultrason ile yumurta keseciklerinin (follikül) sayıları ve çapları ölçülerek gidişat gözlenir. Genellikle en büyük folliküller 18 mm’ ye ulaştığı gün deri altına 2 adet çatlatma iğnesi (Gonapeptyl 0.1 mg) arka arkaya uygulanır. Bu İğnenin uygulanmasından yaklaşık 36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılır.

Maske anestezisi altında yapılır. İşlemde vajinal yoldan ultrasonografi eşliğinde özel bir şırıngalı iğne ile her bir follikülün (yumurta kesesi) sıvısı aspire edilir. Laboratuvara iletilen bu sıvıda yumurtalar ayıklanır. Toplam 5-10 dakika süren işlemde gerekli olursa histeroskopi ve laparoskopi işlemleri birlikte yapılabilmektedir. Erkekten sperm örneği hasta odada dinlenirken alınır. Bu işlem için erkekte cinsel perhiz süresini 1-2 gün arasında tutulmaktadır. Anestezi etkisi geçtikten sonra yürüyerek merkezden ayrılabilmektedir.

Yumurtaların alındığı gün sperm ile döllendirilen yumurtalar özel kültür ortamlarında 4-6 gün arasında tutularak günlük gelişimleri gözlenir. Her gün aktif olarak bölünerek gelişen embriyolar 2 günlükken 4, 3 günlükken 8 hücreli iken, 4 günde çoğalan hücreler de kaynaşma ile bir hücre yumağına dönüşüm başlar. Beşinci ve 6. Günlerde ise bu hücre yumağının ortasında sıvı birikimi ile blastosist denilen farklı bir görünüme kavuşurlar. Ortalama her döllendirilen 3 yumurtadan biri bu özelliğe kavuşur.

 

Embriyolar özel koruyucu sıvılı tüplerin içinde sıvı azot içeren tanklarda -196 derecede dondurularak transfer gününe kadar saklanır. İlk denemede kullanılacak olan embriyo dondurulduktan ortalama 30 gün sonra yerleştirme işlemi yapılmaktadır.Arta kalan bütün embriyolar yedeklemek amacı ile 5 yıla kadar güvenle saklanabilmektedir. Bu 5 yılın sonunda süre uzatılması da söz konusu olabilir.

Transferin planlandığı gün hasta onayı alındıktan sonra transfer edilecek embriyo çözülür. Genellikle çözme işleminden 6-7 saat sonrasına randevu verilir. Az miktarda idrara sıkışıklık gereklidir. Operasyon odasına alınan hasta muayene pozisyonunda iken laboratuvardan getirilen katater içindeki embriyo rahim içerisine yerleştirilir. İşlem ağrısız olduğu için anestezi gerekmez. Sonrasında yatak istirahati önerilmez.

 

*Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Tedavi sonrası

Transfer sonrasında neye dikkat edilmelidir ?

En büyük yanlış kanı yerleştirilen embriyonun düşürülebileceğinin sanılmasıdır. Bilimsel olarak böyle bir durum söz konusu olamaz. Tam tersine yatak istirahati ile kan dolaşımının azalması ve stres artmasına yol açtığı için tavsiye etmiyoruz. Hemen sonrasında tuvalete gidilmesi, yol yürünmesi, merdiven inip çıkılması, evde günlük işlerin yapılması, araç veya uçakla seyahat serbesttir. Banyo, cinsel beraberlik, deniz ve havuz yasak değildir. Özel bir diyet ve beslenme türü bulunmamaktadır. Kabızlık durumunda barsak emilimi olmayan şurup tarzındaki ilaçlar kullanılmalıdır.

Tüp Bebek Gebeliği

Tüp bebek gebeliğinin doğal gebelikten hiç bir farkı yoktur. Büyük özlemle ve zor elde edilmiş olması farklı kılar. Tüp bebek gebeliğinde gebelik kaybını da içerebilen olumsuzlukları aşağıda sıralanmıştır.

1. HCG DEĞERLERİNDE DÜŞÜKLÜK: 2. BOŞ KESE GELİŞİMİ: 3. KALP ATIMLARINDA KAYIP: 4. GEBELİKTE KANAMA: 5. GEBENİN SAĞLIK TARAMALARI: 6. BEBEKTE ANORMALLIKLERIN ARAŞTIRILMASI: 7. ERKEN DOĞUMUN ÖNLENMESİ: 8. DOĞUM TİPİNİN SEÇİLMESİ:

Kanda bakılan gebelik testi hCG’dir. Transferden 9 gün sonra kanda bakılan bir testtir. İlk bakıldığında 100 IU civarında olan değer gün aşırı en az 2 kat yükselmesi gereklidir. HCG değeri 50 altında başlayan veya 2 katına yükselmeyen hastalarda kayıp riski yüksektir. Bu duruma kimyasal gebelik denmektedir. %5 yaygınlıkla gözlenen bu durum müdahale edilmeden adet kanaması ile kaybolmaktadır.

Gebelik testinde yüksek hCG değeri ve 2 günde bir 2 katına yükselme olsa da bu durumla karşılaşılabilir. İlk kan testinden yaklaşık 10 gün sonra vajinal ultrasonla muayenede, gebelik kesesi gözükür. Ancak ilerleyen haftalarda kalp atışları izlenemez. Gebeliklerin yaklaşık % 5 kaybından sorumludur. Embriyodaki genetik veya yapısal kusurların buna sebep olduğuna inanılmaktadır.

Önceki kontrollerde kalp atımları izlenirken sonrasında kalp atımlarının kaybı anlamına gelir. Embriyodaki genetik veya yapısal kusurların yanında rahim içerisinde beslenmeyi azaltan perde gibi yapısal sorunların veya pıhtılaşma bozukluklarının bu duruma yol açabileceğine inanılmaktadır.

Çoğu zaman zararsız olan bu durum düşük tehdidi olarak algılandığı için korku yaratmaktadır. Plasenta yerleşim yerindeki ufak damarların çatlamasından kaynaklanan bu durumda, yatak istirahati ile beraber progesteron içerikli ilaçlar sıklıkla kullanılmaktadır. Kanamanın gebelik kaybına yol açmasına az rastlanır.

 

Kansızlık, şeker hastalığı, hipertansiyon, tiroit hastalıkları gibi gebelik sürecini etkileyen olumsuzluklar ortalama ayda bir yapılan kontrollerde araştırılır. Ailesel bir risk yok ise şeker hastalığı taraması 26'ncı haftada 50 gr şeker yükleme testi yapılmaktadır.

12-13'üncü haftalarda yapılan ikili ve 16-17'nci haftalarda yapılan dörtlü testlerle özellikle Down sendromu taraması yapılır. Bu testler tarama amaçlı olup %70 oranda hassasiyeti vardır. “Anne kanında fetal DNA testi” veya NIFT testi ise %99 oranda teşhis koyar. Amniyosentez işleminde gebelik kayıp riski olabileceği için öncelikle NIFT testini önermemekteyiz. Ayrıca ultrasonda bebeğin organları en net 20. Haftada gözlenebileceği için bu bu konuda uzmanlaşmış perinatolog veya radyolog tarafından “ayrıntılı anomali taraması” yapılmalıdır.

Özellikle 20'nci haftada vajinal ultrasonla rahim boynunun (serviks) ölçümü yapılarak yetersizlik olmadığı kanıtlanmalıdır. İkiz gebelikler erken doğum riski 4 kat arttığı için bu kontrolü aylık olarak önermekteyiz. Normalde 4 cm olması gereken bu uzunluk 2 cm seviyelerine düştüğü zaman o bölgeye gebelik sırasında güçlendirici amaçlı serklaj dikişi önerilmektedir. Ayrıca önceden erken doğum yapmış olan hastalarda risk kaybolana kadar progesteron tedavisi de etkili olmaktadır.

Normal doğuma engel bir durum değildir. Zor ve zahmetli elde edilmiş olmasından dolayı sezaryen daha çok tercih edilmektedir.

*Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Gerekli Testler

Kadın - Tetkikler

  1. Kan Grubu (ABO) Tayini
  2. Kreatinin
  3. Alanin Aminotransferaz (ALT)
  4. Açlık Kan Şekeri
  5. Hgb A1C
  6. Prolaktin (PRL)
  7. Troid Stimülan Hormon (TSH)
  8. Hepatit B s Antijeni (HBsAg)
  9. Rubella Antikoru lgG
  10. Toxoplasma Antikoru lgG
  11. Hepatit C Antikoru (anti-HCV)
  12. HIV Antikoru (1-2)
  13. VDRL
  14. Tam İdrar
  15. Hemogram
  16. Anti Hbs ag
  17. Covid -19

 

Erkek - Tetkikler

  1. Hepatit B s Antijeni (HBsAg)
  2. Hepatit C Antikoru (anti-HCV)
  3. HIV Antikoru (1-2)
  4. VDRL
  5. Kan Grubu
  6. Semen Analizi
  7. Covid – 19

*Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

 

Sunulan hizmetler

  • Tüp bebek tedavisi
  • Genetik hastalık analizi
  • Tesa
  • Mikro tese
  • Embriyo dondurma
  • Sperm dondurma
  • Yumurta dondurma
  • Otel konaklaması
  • Ulaşım
  • Uçak bileti

 

 

Our new website and health tourism software will be at your service very soon.